Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Heyecanla beklenen 12 Haziran seçimleri sonucunda beklenen oldu ve Adalet ve Kalkınma Partisi üçüncü dönem tek başına iktidara geldi. AKP’nin bu seçim başarısı olağanüstü bir başarı olarak görülmelidir. Çünkü, sürekli olarak oylarını arttırarak ve üçüncü seçim döneminde yüzde elli oyla tek başına iktidarı sağlayan başka bir partinin çoğulcu demokrasilerde olduğunu sanmıyorum. Muhalefet partileri fazla üzülmesin. Onlar da ellerinden geleni yaptılar, ancak, AKP’nin başarısı karşısında yetersiz kaldılar.

     Demek ki, Türkiye’deki on üç milyon yoksul, altı milyon işsiz ve borç batağında yüzen emekliler yaşamlarından hoşnut. Benim gördüğüm kadarıyla, muhafazakarlar ve kürtçüler seçimin tartışmasız galipleri. Hazineden beslenenler yediklerini ve içtiklerini inkar etmediler. Vatandaşın, hazinenin ya da belediyelerin borçlanması ve cari açıkla bir ilgisi yok. Borç Devletin borcu, aldığı gibi ödemesini de bilsin anlayışında. Vatandaş, istikrarlı bir şekilde harcamak ve yaşam kalitesini yükseltmek istiyor. Daha doğrusu tüm dünya nimetlerinden yararlanmanın peşinde. Bu isteklerine yanıt verebileceğine inandığı partileri destekliyor. Bu nedenle, son yıldaki ekonomik büyüme ve istikrar görüntüsü önemli ölçüde seçmeni AKP’ye yönlendirmiştir.

    Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin bana göre yaptığı önemli hatalardan birisi, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin’in CHP’nin oy oranını çok yüksek göstererek, muhafazakar seçmenin AKP’de kenetlenmesine neden olmasıdır. Saadet Partisi, Has Parti ve Büyük Birlik Partisi seçmeni AKP’ye yönelmiştir. Ayrıca, AKP ile Barış ve Demokrasi Partisi’nin sürekli birbirlerini hedef alarak ağır eleştiriler getirmesi, iki partinin de işine yaramıştır. Güneydoğu ve doğuda oylarının doyuma ulaştığını gören Başbakan Erdoğan’ın bu stratejisi ve son günlerdeki milliyetçi söylemleri oldukça başarılı olmuştur. Milliyetçi oylardan AKP’ye oy akışı sağlanmıştır.

     Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul, Ankara ve İzmir’de beklediği başarıyı elde edememiştir. Örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin’in bu illerin örgüt yapısıyla çok oynaması ve aday listelerinin seçmeni tatmin etmemesi başarısızlığı getirmiştir. Ayrıca, bu kentlerdeki CHP’li belediyelerin de ellerini taşın altına sokmamaları ayrı bir konu.

     Mersin’deki seçim sonuçlarını değerlendirdiğimizde, MHP’deki bu çöküş sürpriz olmuştur. Bağımsız aday Ertuğrul Kürkçü’nün rahatlıkla seçileceği beklediğimiz bir sonuçtu. AKP’nin Mersin’deki seçim başarısının mimarı Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’dır. Olağanüstü bir tempo ve gerçekçi projelerle halkı ikna etmeyi başardı. Dileğimiz, Zafer Çağlayan’ın Bakanlar Kurulunda da yer alarak Mersin’in hak ettiği yere gelmesidir. Bir Mersin’li olarak, Zafer Çağlayan’ın Mersin için çok şeyler yapacağına inanıyoruz.

     Her ne kadar birinci parti olmasa da, CHP Mersin’de oy patlaması yaparak dört milletvekili çıkarma başarısını göstermiştir. Örgütler, belediye başkanlarının ilgisizliğinden şikayetçi gözükmektedir. Adayların, bulundukları sıraya bakmadan canla başla çalışmaları bu başarıyı getirmiştir. Özellikle, Anamur, Silifke, Erdemli, Mezitli ve Tarsus’taki başarılı sonuçlar CHP İl Örgütünü memnun etmiştir.

     12 Haziran seçimleri ile ilgili olarak, biraz da espiri katarak şunu söyleyebiliriz: “Recep Bey’in öfkesi, memur Kemal’in sakinliğini yendi.”