Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Adalet ve Kalkınma Partisi, muhafazakarların, cemaat ve tarikatların, liberallerin, ordu temelli siyasi sisteme karşı oluşan topluluğun ve Erdoğan’ın karizmasının bir koalisyonu olarak on yıldır iktidarda. Bu birlikteliğin tutkal görevini de Amerika Birleşik Devletleri görüyor. Bunların ortak paydasının da rant ekonomisinden mümkün olduğu kadar çok pay kapmak olduğu biliniyor.

     Son aylarda durum biraz tersine doğru dönmeye başladı. Mağdur rolünü çok güzel oynayarak ve Ordu üzerinden siyaset yaparak havuzunu dolduran AKP bu yolun sona erdiğinin farkında. Şimdi başka bir yol bulmaları gerekiyor. Barış ve Demokrasi Partisi ile son aylarda girişilen ağız dalaşı yeni yollardan birisi. Danışıklı dövüş olduğu hallerinden belli oluyor. Böyle bir söz kavgası iki tarafın da bölgedeki oylarını kemikleştiriyor. Yoksa, gizli görüşmelerinde kardeş kardeş anlaşıyorlar. Sınır ötesinde ölen PKK’lı milislerin de sivil şehitler olarak ilan edilmesi herşeyi ortaya koyuyor.

     Aslında, iktidar partisi Türkiye’deki seçmeni çok iyi tahlil etmiş. Halkımız daha çok futbol maçları ve televizyon dizileri ile ilgilendiğinden başkalarının kendi adına düşünmesinden ve karar vermesinden memnun görünüyor. Bir örnek vermek gerekirse, Kabinenin Ağlamaktan Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç’a sözde suikast girişiminden sonra günlerce arama yapılan “Kozmik Oda” dosyasının sonucunu merak eden var mı? Olduğunu hiç sanmıyorum. Çünkü “Muhteşem Süleyman” dizisinin sonucu daha ağır basmıştır.

     Tüm gücü elinde toplamak isteyen ve Türkiye’yi sivil bir diktaya doğru götürmeye çalışan Başbakan Erdoğan, bırakınız dışarıdan kendisine meydan okuyabilecek siyasi ve örgütsel becerisi olan güçleri, ekibindeki daha yetenekli kişileri bile devre dışı bırakmaya çalışıyor. Adeta frenleri boşalmış bir kamyon gibi son sürat gidiyor. Ekonomi bilgisi son derece yetersiz olmasına rağmen yandaşlarının bağlılığı ve politikasını pazarlamadaki yetenekleri sayesinde birçok zayıflığını telafi edebiliyor. Ekonomideki kırılganlığın ülkenin başına büyük felaketler açabileceğini bir türlü anlamak istemiyor.

     AKP ile Cemaat arasında son aylarda yaşanan Devlet yetkilerini ve rantı paylaşma mücadelesi neredeyse bir kavgaya dönüşecekken, büyük Abileri ABD tarafından kulaklarının çekilmesi sonucunda eski sınırlarına döndüler. Kukla oyuncuları gibi ipleri ABD’nin elinde bulunan taraflara ABD şöyle seslenmiş olabilir: “Oturun oturduğunuz yerde. Sizleri ben bir araya getirdim. Daha sizlerle işim bitmedi. Ne zaman süpürüleceğinize ben karar veririm.”

     Bana göre de ABD’nin bu iktidarla işi  bitmedi. Daha birçok işte maşa olarak kullanacağı biliniyor. Aynen Mısır’da, Libya’da, Irak’ta ve Afganistan’da olduğu gibi. Sırada Suriye var. ABD’nin elini attığı her bölgeye iç savaş ve gözyaşı bıraktığını görmemek için zeka özürlü ya da çıkarcı olmak gerekiyor. Yağmacılık ve çıkarcılık ön plana çıktığı zaman da söyleyecek bir söz kalmıyor. Çıkarları için Kıble’nin yönünü bile değitirebilirler.

     Bir fıkrayla yazımızı sonlandıralım:

     Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah’a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."