Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     “Hukuk, Eşitlik ve Toplumsal Adalet”, en çok arzu ettiğimiz ama bir türlü elde edemediğimiz, insanı insan yapan üç temel öge. Bırakınız bu değerlerin geliştirilmesini ve sunulmasını, elde mevcut olanı bile yok etmeye çalışan, despot bir yönetime doğru savrulan bir iktidarla başbaşayız. Vatan, Millet, Bayrak ve Cumhuriyet sevgisini önemsemeden, Osmanlıyı kendisine örnek alan ve İslam Devleti peşinde koşan, bir çeşit padişahlık özentisi ile yanıp kavrulan yönetim anlayışı ile mücadele etmek kolay olmuyor.

     Terörist Başı’nı “saygıdeğer” ilan eden bir Yargıtay, ya da Başbakan’a “Tek Adam” yolunu açmaya çalışan bir Danıştay yapısıyla, hukuk sistemimizin ne hallere düştüğü ortada iken, hukuk devletinden bahsetmeye çalışmak, kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. Unutulmaması gerekir ki; hukukun kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar. Bugün, Türkiye’de yaşanan durum da özet olarak bundan ibarettir.

     Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak çıkarları gözetmelidir. Hukuku, diğer toplumu düzenleyici kurallar olan örf ve adetlerden, geleneklerden ve dinlerden ayıran özellik, devlet tarafından güvenceye alınmış ve cebri yaptırımlara sahip olmasıdır. Hukuk kuralları insan davranışlarını düzenler ve bulunduğu toplumun değer yargılarını taşır. Soyutluk ve genellik özelliği sayesinde benzer nitelikteki bütün durumlarda uygulanması sağlanır. Şayet, hukuku siyasetin emrine verirseniz ya da siyaset hukuku baskı altına alarak tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini yok ederse, eşitlikten ve adaletten bahsedemeyiz. Aksi takdirde; asrın en büyük yolsuzluk ve soygun davalarından biri olan “Deniz Feneri” davasında olduğu gibi, doğruları söyleyen savcılar yargılanırken, soyguncuların ellerini kollarını sallayarak gezmeleri kamu vicdanını yaralar.

     Hukuksuzluk; eşitsizlik ve toplumsal adaletsizliği de beraberinde getireceği için, insanlar arasında ayırım, toplumsal ve siyasal haklarda kaos ortamına neden olacaktır. Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in söylediği gibi: “Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır”. İnsanın ve devletin temel davranış kuralı olarak ifade edebileceğimiz adalet kavramı, erdemli olabilmeyi gerektirir.

     Üniversitelerin, Yargının, Genelkurmayın, TOBB’un, TÜSİAD’ın, TÜRK-İŞ’in, HAK-İŞ’in, Medya Patronlarının, TÜBİTAK’ın, Tüm Kamu Kurumlarının, TESK’in, Spor Kulüplerinin, Dernek, Oda ve Gönüllü Kuruluşların, siyasal iktidar tarafından kuşatma ve baskı altına alındığı bir ortamda, hukuk, eşitlik ve toplumsal adaletten bahsetmek ne kadar işe yarar bilmiyorum ama, bildiğim çok önemli bir gerçek var: “Türkiye rejim değişikliği konusunda geri dönülmez bir yola girmek üzere”.

     Avrupa Rüşvet ve Yolsuzluk Ligi’nde birinciliği kimseye kaptırmayan, düşünce ve ifade özgürlüğünün yerlerde sürüklendiği, hak, hukuk ve adaletin “Tasmalı Demokrasi”ye sıkıştırılmaya çalışılması Türkiye’de moralleri bozmaktadır.            İslami kesimin tanınmış yazarlarından birisinin yazdığı satırlar, içinde bulunduğumuz durumu çok güzel açıklamaktadır:  

“İSLAMCILIĞIN cıcığını çıkarttınız,

 Allah belânızı versin!..

 Ben çoğunuzun o eski mücahitlik günlerini bilirim,

 Ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz.

 Sonra mücahitlik postunu çıkardınız müteahhit oldunuz.

 Müslümansan, hangi meşreb ve mezhepten olursan ol,

 Mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın.

 Siz yıllar var ki,

 Doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz.  Allah bin kere belânızı versin!

 Namaz kılıyor, günde onlarca defa Allah’tan sirat-ı müstakime (doğru yola)

 kılavuzlamasını lisan ile niyaz ediyorsunuz ve hayatta tam tersini  yapıyorsunuz.

 Bre uğursuzlar!..

 İslam’da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır?

 Rüşvet almak var mıdır?

 Haram yemek var mıdır?

 Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır?

 Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır?

 Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni

 sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır?

 İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?

 Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?

 Size beddua ediyorum.  Allah belanızı versin!..

 İki yakanız bir araya gelmesin!..

 Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin emi!.. 

 Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız...  Başınız belâdan kurtulmasın. “