Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Bir polis evladı olarak, Hatay’ın Dörtyol İlçesinde yaşanan skandal bizleri çok üzdü. Milletvekilinin oğlu ile tartışan bir emniyet görevlisinin, daha sonra diğer polislerle birlikte emniyet müdürlüğünde birer suçlu gibi sıraya dizilerek milletvekili oğlunun tespitine sunulmaları vicdanları yaraladı.

     Çok eski bir emniyet görevlisi olan babamın uzmanlık alanı parmak iziydi ve genellikle sivil çalışırdı. Adana Emniyet Müdürlüğü Eski İstasyon Karakolunda görev yaparken, 30.Ocak.1943 tarihinde Yenice’de gerçekleştirilen İnönü-Churcill buluşmasındaki güvenlik görevini bizlere anlatırken çok duygulanır ve gözleri dolardı. Gerçek bir Cumhuriyet Sevdalısıydı ve Atatürk ile İnönü’yü dilinden hiç düşürmezdi. Daha sonra Mersin Emniyet Müdürlüğü Mağazalar Karakolunda görev yaptığı yıllarda, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Meclis Başkanı Refik Koraltan’ın bir Mersin ziyaretindeki koruma görevini ben de izleme fırsatı bulmuştum. Evimizin de Mağazalar Karakolu’na yakın olması nedeniyle, çocuksu duygularımızla Mağazalar Karakolu sanki ikinci bir evimizdi.

     Daha sonraları o yılların babacan polisleri gitti ve emniyet teşkilatında siyasi bölünmeler başladı. Neredeyse teşkilatın tamamı siyasi akımların güdümüne girdi. 12.Eylül.1980 darbesiyle birlikte polis teşkilatı yeniden düzenlenmeye başlandı. Her iktidar döneminde polis teşkilatı biraz daha siyasallaşıyordu. Özellikle, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ile birlikte, teşkilattaki siyasi kadrolaşmanın hızı doruk noktasına ulaştı. Bu arada, emniyet teşkilatındaki bir cemaat örgütlenmesinin varlığı kitaplarda, gazete ve televizyonların haber bültenlerinde güncelliğini korumaktadır.

     İşte, Hatay’ın Dörtyol İlçesi Emniyet Müdürlüğü’nde yaşanan bu dram, tüm bu olumsuzlukların sonucudur. Halkın can ve mal güvenliğinin birinci teminatı olması gereken polis teşkilatı siyasallaşmıştır. Çok şükür ki, yaklaşık iki yüz otuz bin mevcuduyla görev yapan emniyet teşkilatında görevini tarafsız ve adil bir şekilde yapanların sayısı hala çoğunluktadır.

     Polis Akademisi’nin imam başkanının kitabındaki sözlerini okuyunca karamsarlığım artıyor. “Erkeğin göbeklisi kadının bebeklisi makbuldür” diyebilecek kadar işi ileriye götüren İmam Başkan’ın, siyaseti tanımı da aslında düşüncelerini ortaya koymaktadır: “Ülkemizde siyaset sorun çözen değil, sorundan nemalanma sanatıdır.”

     Polislerin yetersiz özlük hakları ve zor çalışma koşullarıyla görev yaptıklarını biliyoruz. Dileğimiz, en kısa bir sürede hak ettikleri özlük haklarına ve iyi çalışma koşullarına kavuşmaları. Ancak, bunlardan da önemlisi kendi aralarındaki dayanışma ve birliktelik duygularını geliştirmeleri. Çok anlamlı bir söz vardır: “Susma, sustukça sıra sana gelecek.” Hak aramak ve haksızlıklara karşı koymak her insanın en kutsal hakkıdır. Dinimiz de bunu böyle tanımlar.

     Adalete ilk açılan kapının karakol olduğunu unutmadan güzel bir fıkrayla yazımıza son verelim:  Adamın biri yüksek bir yere çıkmış, atlayacağım diye bağırarak etrafı korkutuyor. Polis, derhal olay yerine gidiyor ve adamı ikna etmeye çalışıyor.

-Oğlum atlama! Bak kuşlar cıvıl cıvıl, doğa rengarenk, yaşam çok güzel, hem bugün Galatasaray’ın maçı var. Fener’i yeneceğiz.

-Ama ben Fenerbahçeliyim.

-Atla lan, öyleyse!