Haberler
SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYELER “HALKA DÖNÜK” ÇALIŞMA VE PROJELERE ÖNEM VERMELİDİR | Ahmet AKIN | Yeminli Mali Müşavir | Resmi Web Sitesi
SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYELER “HALKA DÖNÜK” ÇALIŞMA VE PROJELERE ÖNEM VERMELİDİR
Tarih : 3.09.2012 10:18:19 | Okunma Sayısı : 380
Yerel yönetimlerde önemli bir hizmet ilkesi olan “Halka Dönüklük”, bütün önceliği hizmete vermek, halkın istek ve beklentilerini anlayıp, eldeki olanakları en etken biçimde kullanarak onları tatmin etmek, iş düzenini ve çalışma sistemini bu amacın gereklerine göre kurmuş olmak, “halk efendimizdir” diyebilen bir ilkeye göre çalışmaktır.

Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

I-GİRİŞ:

Yerel yönetimlerde önemli bir hizmet ilkesi olan “Halka Dönüklük”, bütün önceliği hizmete vermek, halkın istek ve beklentilerini anlayıp, eldeki olanakları en etken biçimde kullanarak onları tatmin etmek, iş düzenini ve çalışma sistemini bu amacın gereklerine göre kurmuş olmak, “halk efendimizdir” diyebilen bir ilkeye göre çalışmaktır. 

Kısacası “halka dönüklük” kavramı “kent halkının hoşuna gitsin, belediye halka şirin gözüksün, başkanlar puan kazansın” diye ortaya atılmış “mavi boncuk” değil; gelip geçici bir heves ya da siyasi bir manevra hiç değildir. Kent ekonomisine canlılık kazandıran ve yerel demokrasinin daha da kök salmasına yardımcı olan bir kavram. Bu nedenlerle “önce insan” diyen sosyal demokratların temel önceliği olmalıdır. 

II-GENEL DEĞERLENDİRME ve ÖNERİLER:

Şu sorunun yanıtı çok önem kazanıyor: “Vatandaş devlet için mi var? Yoksa devlet vatandaş için mi?” Çağdaş düşünce devletin varlığına vatandaş açısından bakıyor. Böyle olduğu için de “halka dönüklük” kavramına öncelik veriyor ve yerel yönetimlerin kendini buna göre ayarlamalarını istiyor.

Bir zamanlar idare edilen, suskun olan, seyirci durumundaki vatandaş artık başka yerlerde olup bitenleri daha iyi izliyor, istenirse yapılabileceklerin farkında. Talep ve beklentileri daha belirgin. Onu yuvarlak sözler değil de, aldığı somut hizmet ve onu alış tarzı ilgilendiriyor.

Belediyelerin halka açık bir yüzü olduğu gibi bir de görünmeyen bir yüzü var. Vatandaş, belediyeyle belli bir yerde, belli bir an karşı karşıya geliyor. O an belediyenin yüzünü görüyor. Ama, bir de göremediği vücudu, kolları, bacakları ve beyni var. Aslında, vatandaşın belediye ile temas anında olup bitenleri çoğunlukla görünmeyen unsurlar belirliyor. Bu bakımdan, belediyenin “halka dönük” olmasını isteyen kimse yönetimin görünmeyen yüzüne de bakmak zorunda. Çünkü, orada alınacak önlemler, temas sırasında iyi ilişki kurulmasına olanak sağlıyor.

Belediye yönetimlerinde gerekli saydamlık sağlanmadığı zaman idareyi bir sis perdesi örtüyor. Vatandaş perdenin arkasını göremiyor. Haksızlık var mı, bilemiyor. Yönetimin işlemlerine saydamlık getirmek ve bunu sağlayacak mekanizmaları kurup sürekli işletmek “halka dönüklük” kavramının önemli unsurlarından birisi oluyor. Saydamlık ilkesini uygulamayan yönetimler, bu yüzden , belki de hiç haketmedikleri halde, yönetim hakkında halkta keyfi işlem yapan, kişiye göre davranan, güçlüye öncelik veren, yolsuzlukların döndüğü kuruluşlar izlenimini bırakıyorlar.

Saydamlığın bir örneği imar işlerinden verilebilir. Belediyelerin “imar durumu” ile ilgili yürüttükleri işlemler genelde dert yanılan faaliyetler. Belediye meclis üyeleri de imar komisyonlarında yer alabilmek için adeta birbirini yer. Saydamlık olmayınca, vatandaş kendine verilen imar durumunun niye komşusundan farklı olduğunu kolay kolay anlayamaz. Yanlışlık mı yapıldı, bir numara mı döndü bilemez. Çünkü, “imar durumu” denilen kayıtların esasını hiçbir zaman görememektedir. Halbuki, imar durumları pafta pafta bir kitapta toplanarak yayınlansa tam bir saydamlık gelecektir. Her nedense, belediye başkanları bu uygulamadan kaçınmaktadırlar.

Belediye yönetimleri halka danışsa ve halkı örgütleyebilse hizmet düzeyi yükselecektir. Belediyeler çoğu zaman aldıkları bir kararın uygulamasında bilgi vermeden, halka alışma, uyum sağlama bakımından hiç fırsat tanımadan ve hiç tasalanmadan uygulamayı başlatıyor. Paris Belediyesi kent halkını ve turistleri bilgilendirmek için yılda yaklaşık yüzelli broşürü güncellemektedir.

Belediyelerin, hizmetleri kullananlar arasında sürekli anket düzenlemesi sorunların çözümüne önemli katkı sağlayacaktır. Bir ay içinde belediye hizmetlerinden yararlanmış kişiler arasından tesadüfi ama bilimsel bir yöntemle seçilmiş yeterli sayıda katılımcıya gönderilecek anket formunda aşağıdaki sorular sorularak ciddi bir değerlendirme yapılabilir:

“Karşılaştığınız görevli size ilgi gösterdi mi?, Yardımcı oldu mu?, Konu hakkında yeterince bilgili miydi?, Mesleki davranışı nasıldı?, Konuyu ne kadar iyi çözdü?, Hizmetin kalitesi neydi?, İleride bu kalite nasıl iyileşebilir?”. Ayrıca, bir de üstünde pulu olan bir iade zarfı da anket formuyla birlikte gönderilmelidir.

Belediyelerdeki “Danışma” yerleri, genellikle “Aman Sakın Danış-ma” havasında. Özellikle, vatandaşla telefonda konuşan görevlilere, telefonla konuşurken gülümsemesi iyi öğretilmeli. Gülümsediğinizi hattın öbür ucundan kimse görmeyecektir kuşkusuz, ama gülümsemeniz sesinize yansıyacaktır. O zaman da karşınızdaki kişi sıcak, rahatlatıcı ve sevimli bir ses bulacaktır kulağında. Konuşmadan sonra derdi hallolmamış olsa bile, bir bakıma, mutlu olarak kapatacaktır telefonu.

Birçok ülkede yönetimler çalışanlarının halk karşısındaki performansını yakından izliyor. Anketler, soruşturmalar ve araştırmalar gibi yöntemlerle en iyi hizmet veren görevliler saptanıyor. Düzenlenen özel, ancak gösterişli bir toplantıda listedeki kişiler ödüllendiriliyor. Yerel yönetimler, çalışan insanların, yetenek, kararlılık ve heyecanlarının köreltildiği yerler olmamalıdır.

Osmanlı Sarayından dünyaya yayılan ama Türkiye’de izi kalmamış “Ombudsman” ya da “Halkın Avukatı” diyebileceğimiz arabuluculuk kurumunun yaşama geçirilmesi gerekir. Vatandaşı yönetimin keyfi ve haksız davranışlarına karşı korumak ve haksızlığın kaynağını saptamak görevini yerine getirecek olan ombudsman kurumu, yönetimi yargılayan ve cezalandıran bir yargı mekanizması değil, yalnızca keyfiliği, haksızlığı ve yanlış işlemi ortaya çıkarıp yönetimi uyaran bir kurum olacaktır.

Vatandaş, giderek hizmetin kalitesine daha fazla dikkat ediyor ve bu konuda daha hassas davranıyor. “Hangi” hizmetin yapıldığı değil, hizmetin “nasıl” yapıldığı önem kazanıyor.

Örnek vermek gerekirse, Belediye “sizin mahalleye doğal gaz getiriyoruz” diyorsa, vatandaş “evet ama yollar delik deşik oldu, her taraf toz, toprak, evlere zor giriyor, çukurlara düşüp bacağımızı kırıyoruz” diyor. Ya da, Belediye “bu kış az yağmur yağdı; bu nedenle zaman zaman suları kesmek zorundayız” diyorsa, kent halkı kabul ama, bu kesintileri belli bir düzen, program içinde yap, beklenmedik kesinti yüzünden başımız sabunlu kalmasın” diyor. Bütün dünyada üretilen hizmette ya da malda kaliteyi ve verimliliği arttırmak için yepyeni yöntemler ve teknikler kullanılıyor, özel çalışmalar yapılıyor.

Bütün yerel yönetimler uzun yıllardan beri kaynak derdi içinde. Zaman zaman yapılan önemli para aktarmaları ya da yerel yönetimlere tanınan yeni mali kaynaklar bir türlü yeterli olmuyor. Şişirilmiş maliyetler ve savurganlık da kaynakları yetersiz kılıyor. Ancak bir kaynak var ki, yalnızca belediyeler değil kamu kesiminin tamamı tarafından çok kötü kullanılıyor. En değerli, en zengin ve en büyük kaynak: insan-gücü kaynağı. Belediyelerde ve belediye şirketlerindeki bankamatik çalışanlarının sayısının hızla artması büyük handikap.

Öğrenmenin yaşı yok. Hele bugünkü dünyada. Teknolojinin hızla geliştiği, bir bilgi patlamasının yaşandığı, sanki dünyanın kabuklarını çatlatarak başkalaştığı bir ortamda sürekli öğrenmenin önemi ortaya çıkıyor. Belediyelerin bu konuya önem verdiklerini söyleyemeyiz. Bu nedenle de yaratıcı bir katılım sağlanamıyor.

III-NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI OLMALI?

Çoğunlukla, partimizin adayı diyerek yeteri kadar tanımadığımız kimseleri belediye başkanı seçiyoruz.Yetersiz birisinin seçilmesinden sonra da oy verdiğimize pişman oluyoruz ve belediye başkanından nasıl kurtulacağımızın hesaplarını yapıyoruz. Tabii bu arada partinin puan kaybetmesinin yanında kentimiz de zarar görüyor.

Ancak, 2013 yılının Kasım ayında yapılması planlanan belediye seçimlerinde işin rengi oldukça farklı gözüküyor. Bu sefer, adayların yaratacağı güven ve inandırıcılığının etkisinin yüksek olacağını düşünüyorum. Seçmenlerin çoğu, yeni düşüncelerin, yeni vizyonların ve farklı bir bakış açısının ortaya konulmasını talep ediyor. Kısacası, değişim isteği ön plana çıkıyor. 

Adayları daha yakından tanımak ve objektif değerlendirmeler yapabilmek için, aşağıda belirtilen sorulara ve sorunlara yaklaşımları önem kazanmaktadır:

* “Halka Dönük” politikaları bir tek cümle ile nasıl tanımlarlar?

* Belediye hizmetlerinin kentin her yerinde, aynı standartta ve kesintisiz olarak sağlanmasını       ve kent halkının tamamının bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul ediyorlar mı?

* Yol yaptım, su getirdim, otobüs aldım, park düzenledim diyerek, temel belediyecilik hizmetleri ile övünerek, halkın parasıyla halka caka satmanın yanlış olduğunu düşünüyorlar mı?

* Çağdaş kentlerde toplu taşımanın en az yüzde yirmi beşinin raylı sistemle sağlanmasını ne kadar önemsiyorlar?

* Yeşile ve denize hasret Mersinliler için özel projeleri nelerdir?

* Kültür, eğitim ve sağlığa yaptıkları yatırımların yeterli olduğunu düşünüyorlar mı?

* Halkın ayağına giderek, esnaf, mahalleli, dernek ve odaların görüşlerinin alınmasını zaman kaybı olarak mı görüyorlar?

* Yurdışı seyahatlerde görüp de beğendikleri ve bilgi aldıkları projelerden uyguladıkları var mı?

* Kendi uyguladıkları projeleri örnek alıp da gerçekleştiren belediyeler hangileridir?

* İrticanın panzehirinden birisinin gençleri spora yönlendirmek olduğunun farkındalar mı?

* Mersin dışında tanınmışlıklarının yok denecek kadar az olmasının nedenlerini araştırdılar mı?

* Bayram kutlamaları dışında partilileriyle toplu görüşmeleri oluyor mu?

* Son bir yılda roman dahil hangi kitapları okumuşlardır?

* Fikir kulüpleri ya da düzenli olarak toplanan ekonomik, siyasal ve sosyal platformlara katılıyorlar mı?

* Çocukları, varsa torunları ve yakın akrabaları ile hangi sıklıkla bir araya geliyorlar?

* Futbol hariç Türkiye ve dünyadan ilgi duydukları ve takip ettikleri spor branşları hangileridir?

* Sinema ve tiyatroyla ne kadar ilgililer?

* Yazdıkları kitap ve yayımladıkları makaleleri var mıdır? Yabancı dille araları nasıl?

* Tatillerini nasıl geçiriyorlar? Hobileri arasında spor, sanat ve sosyal etkinlikler var mıdır?

Bu ve buna benzer soruları daha da çoğaltabiliriz. Kimse yanlış anlamasın. Yazdıklarımızla kimseyi hedef almış değiliz. Tek amacımız var. O da, Mersinlilerin zihnini açmak, onlara değerlendirme ve kıyaslama ortamı sağlayarak, Mersin’e faydalı ve Mersin Sevdalısı” adayların seçilmesine katkı sağlamaktır.

 

 

IV- SONUÇ:

Belediye yönetimlerini daha etkin kılmak, performansını daha arttırmak için “halka dönüklük” alanındaki girişimleri bir sistematiğe bağlanarak süreklilik kazanmalıdır. Gidilmesi gereken yol çok uzun. Diyebilirsiniz ki, ben bir Belediye Başkanı olarak, ya da belediyeci olarak yarınımı zor düşünebiliyorum. Beş, altı yıl sonra ürün vermeye başlayacak girişimlere zamanım yok. Bu görüşe hak vermemek haksızlık olur. Ancak, toplum değişiyor, fokurdanıyor, yeşermeye başlayan bazı baskılar var. Toplum, biraz da bu gereksinmeyi anlayacak ve kolları sıvayacak gerçek liderleri aramakla meşgul.

“Halka dönük” olmayan yönetimin ekonominin sırtında büyük bir kambur ve gelişmeyi frenleyen büyük bir ayak bağı olduğunu söyleyebiliriz. “Halka dönüklük” kavramını geliştirmemiş olmanın ekonomik maliyeti yanında bir ikinci maliyeti daha söz konusudur: “Demokratik Maliyet”. Hizmetin sadece tepenin istek ve beklentilerine uygun olarak sunulması ve yalnızca başkana dönük olarak hesap veriliyor olması demokratik gelişmenin güçlenmesini engelliyor. Halk hesap sormadığı ya da seçimden seçime sorabildiği için, neredeyse, hizmetin keyfi olarak takdir edilip keyfi olarak dağıtılmasını oturup seyrediyor.

Belediye’sinde “halka dönüklük” geleneğini yaratmak isteyen Başkan’ın, böylesine bir dönüşümü gerçekleştirmesinin temel kuralları şunlar olmalıdır:

* İnançlı ve azimli olmak. Yani olaya inanmak ve sahip çıkmak.

* Konuya sahip çıkıldığını teşkilatın tamamı aynı kuvvetle hissetmeli.

* Hızlı, atılgan ve çabuk karar verici bir ortamda en tepede yapılacak özel örgütlenme,

* İşe, kişiliği uygun kimseler bulunmalı.

* Uygulamacının önüne çıkan engelleri temizleyip yolunun açılması.

* Halk, çalışanlar ve birimler arasında katılımcı bir anlayış uygulanmalı.

* İş arkadaşlarının yürekleri ve beyinleri kazanılmalı, inanç, istek ve heyecan yaratılabilmeli.

* “Halka dönüklük” girişimlerine kaynak ayrılmalı ve cehaletin maliyeti unutulmamalı.

* Özel uzmanlık, bilgi ve deneyim birikimi gerektiren konulara profesyonel yaklaşım geliştirilmeli.

* Çözümü hemen uygulamak için harekete geçmeden önce ön araştırma yapılmalıdır.

* “Halka dönüklük” girişimleri tek başlarına, bağımsız, kopuk kopuk girişimler değildir. Onları iç içe düşünmek gerekir.

* Öncelikleri saptayıp, bir uygulama planı yapılmalıdır.

* Yeni uygulamalar için ön denemeler yapılarak, uygulamanın başarılarına dayanarak yaygınlaştırılması gerekir.

* Bir kampanya havası yaratarak, uygulamanın adım adım izlenmesi ve sürekliliği sağlanmalıdır.

* Uygulamanın sonuçları değerlendirilmeli ve yeni koşullara uyum sağlanmalıdır.


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu habere henüz yorum yapılmamış.
Tarih : 12.04.2024 16:23:27
BAŞARILI KADIN GİRİŞİMCİ OLMANIN İPUÇLARI...
Devamı...

Tarih : 6.04.2024 15:57:30
FİNANS SEKTÖRÜ HIZLA KÜRESEL BİR KÖY HALİNE GELİYOR...
Devamı...

Tarih : 1.04.2024 16:54:06
GELİŞEN TEKNOLOJİLER DENETİME UYGULANDIĞINDA İNANILMAZ SONUÇLAR VERİYOR...
Devamı...

Tarih : 1.04.2024 16:53:06
GELİŞEN TEKNOLOJİLER DENETİME UYGULANDIĞINDA İNANILMAZ SONUÇLAR VERİYOR...
Devamı...

Tarih : 23.03.2024 13:13:36
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK NEDEN ÖNEMLİ BİR GELİŞMEDİR...
Devamı...

Tarih : 18.03.2024 17:53:27
BAŞARILI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KÜLTÜR MİRAS TURİZMİ...
Devamı...

Tarih : 9.03.2024 12:16:00
BAŞARILI BİR GİRİŞİMCİ GENELLİKLE TUTKUDAN GÜÇ ALIR...
Devamı...

Tarih : 2.03.2024 12:50:18
BELEDİYE HİZMETLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, DİJİTALLEŞME ve ŞEFFAFLIK ÖN PLANDA TUTULMALI...
Devamı...

Tarih : 23.02.2024 13:06:15
LOJİSTİK FİRMALARINDA YENİ TRENDLER...
Devamı...

Tarih : 17.02.2024 14:42:59
DİJİTAL DÖNÜŞÜM...
Devamı...

Tarih : 9.02.2024 17:47:47
PAZARLAMA PLANLAMASINDA BAŞARILI KAMPANYA YOLLARI...
Devamı...

Tarih : 3.02.2024 13:43:51
ÜRETİMDE VERİMSİZLİK TÜRKİYE’NİN TEMEL SORUNU OLMAYA DEVAM EDİYOR...
Devamı...

Tarih : 26.01.2024 16:58:15
YALAN TEMELLİ SİYASETİN ETKİSİ...
Devamı...

Tarih : 24.01.2024 16:08:27
GELECEĞİN EN İYİ İŞ ve SEKTÖRLERİ...
Devamı...

Tarih : 24.01.2024 16:05:38
ÜNİVERSİTELERİN BULUNDUKLARI ŞEHİRLERİN YEREL EKONOMİK KALKINMASINA KATKILARI OLMALIDIR...
Devamı...

Tarih : 6.01.2024 10:56:08
ŞİİR NEDEN BU KADAR GÜÇLÜ?...
Devamı...

Tarih : 29.12.2023 17:32:40
MÜZİĞİN İNSAN YAŞAMINDAKİ ETKİLERİ...
Devamı...

Tarih : 23.12.2023 12:15:38
YALIN ÜRETİM SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR...
Devamı...


 
Anasayfa              |               İletişim            |              Giriş Sayfam Yap              |              Sık Kullanılanlara ekle              |              Gizlilik İlkeleri
 
  Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz. ahmetakin.com.tr Copyright 2011-2024 Tüm hakları saklıdır.

URA MEDYA