Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Kentsel dönüşümle ilgili olarak yürürlüğe giren yasanın amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak çok masumane bir şekilde tanımlanmıştır. Gelin görün ki, işin boyutu çok farklı olacaktır.

     On yıllık AKP iktidarı döneminde şunu çok iyi gördük: Beton, hafriyat ve dolgu işlerinin altından genellikle yandaşlar arasında rant paylaşımı çıkmaktadır. Kentsel dönüşüm çağdaş bir uygulamadır. Ancak, kentsel dönüşümü, kentsel bölüşüme döndürdüğünüz zaman, yanlış yollara girmiş olursunuz. Yapılmak istenen de budur.

     İktidarın gözü başından beri askeri alanlardaki geniş ve değerli arazilerin üzerinde. İşte bu yasa ile, istedikleri olanağa kavuşmuş oluyorlar. Şehirlere girdiğiniz zaman yeşil alanların ya mezarlık ya da askeri bölgeler olduklarını görürsünüz. Mezarlıklara dokunamayacaklarını düşünecek olursak, askeri alanları şimdiden yok sayabilirsiniz. Marmara depreminden etkilenen binlerce yapı yıkılmayı beklerken, yıkıma askeri lojman ve binalardan başlamaları, ne düşündüklerini açık olarak ortaya koymaktadır. 

     Ana Muhalefet Partisi’nin, kentsel dönüşümle ilgili projeleri ve uygulamaları çok yakından takip etmesi gerekiyor. Aslında bu işlerle ilgili bir birim oluşturması yerinde olacaktır. MHP’den bahsetmeye gerek yok. Çünkü, MHP’yi hızla AKP’ye yanaştırmaya çalışan Devlet Bahçeli’den böyle bir görev beklemek zaman kaybından başka bir şey olmayacaktır.  

     AKP yandaşları ellerini ovuşturarak, pastadan pay almanın umuduyla mutlu bir şekilde beklemektedirler. Bugüne kadar, rant paylaşımında bazı itirazlar ve olumsuzluk olmuş olsa da, genelde paylaşımdan memnun olanların sayısı oldukça fazla. CHP, Türk Hava Yolları’ndaki yanaşma zararlarını birazcık deşelemekle, düzenin nasıl yürütüldüğünün işaretlerini ortaya koydu. Demek ki, Ana Muhalefet Partisi bu işlere daha etkili bir şekilde ağırlığını koysa, neler döndüğü bir bir ortaya çıkacak. Yapacakları ilk iş parayı takip etmeleri olmalıdır. Parayı takip etmek deyince aklıma şu geldi: Eski postal yalayıcı Barzani’nin dağıttığı paraların izi sürülse, terörün neden bitmediği konusunda da önemli bilgilere ulaşılacağını düşünmekteyim. Öncelikle, Barzani’den beslenen müteahhitler, iş adamları, eski ve yeni siyasetçilerin kimler olduğu büyük önem taşımaktadır.

     Kentsel dönüşümü rahat bir şekilde kentsel bölüşüme çevirmeye yardımcı olacak “Bütünşehir Yasası” ile de işler daha da kolaylaşacaktır. Tüm Büyükşehir Belediyelerinin yetki alanını “İl” sınırlarının tamamı olarak düzenlemek istemek hangi sivri akıllının işidir  doğrusu çok merak ediyorum.  Daha önce yürürlüğe konulan ve “pergel yasası” olarak tanımlanan yasada belirlenen pergelin çapını genişleterek bazı illerde gerekli düzenlemeler yapılabilirdi.

     Kentlere “Tek Adamlık” yönetimler getirmek, kent demokrasilerinin elden çıkmasına neden olur. Zaten, yok denecek kadar az olan saydamlık ve katılımcılık tamamen gider. Vatandaş odaklı olmaktan çıkacak belediye hizmetlerinde hesap verilebilirlik merkezi yönetim otoritesinin keyfine kalır. Belediye hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve kalite önemli ölçüde zayıflar.

    Emir büyük yerden diyerek, sadece çıkarları uğruna “Kentsel Dönüşüm” ve “Bütünşehir Yasası” ile yapılacak yanlışlara ses çıkarmayanlar, çocuklarımızın geleceğini kararttıklarının farkına varmalıdırlar. 

     Bektaşi’nin biri her gün kasabada “Her şey Allah’tan”, “Her şey Allah’tan” diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün kasabanın serseri delikanlılarından biri, yine böyle mırıldanarak dolaşmakta olan Bektaşi’ye arkasından sessizce yaklaşmış, ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektaşi’nin pür hiddet dönüp kendisine ters ters baktığını görünce;

-Öyle ne bakıyorsun baba erenler demiş, hani her şey Allah’tandı.

-Tabii demiş Bektaşi, her şey Allah’tan da, ben hangi yanaşmayı aracı ettiğine bakıyorum.