Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Türkiye ekonomi gemisinin karaya oturması, dolar fazlası ile şişen ekonomi balonunun, dolar çıkışı nedeni ile yavaş yavaş sönmeye başlaması, ekonomi ile birlikte, dış ve iç politikadaki başarısızlıkların üst üste gelmesi, AKP’nin oylarında ciddi bir kayma yaratmıştır. Özellikle, Akdeniz, İç Anadolu, Ege, Marmara ve Batı Karadeniz’de AKP oylarından muhalefet partilerine yöneliş var.

     Türkiyeli Başbakan’ın hırçın ve baskıcı tavırları halk tarafından beğenilmemekte olup, daha hoşgörülü ve sevecen bir tavır takınması gerektiği düşünülüyor. Yaşam tarzlarına müdahale, hukuksuzluğun ve rant yağmasının tavan yapması tepkileri daha da arttırıyor. Gelenek ve göreneklerine bağlı yaşayan seçmen kitlesi hızlı bir şekilde AKP’den uzaklaşıyor.

     Halkın yüzde sekseninin ülkenin bölünmesinden endişe duyduğu bir ortamda, terörist başlarının demeçlerinin gazetelerin manşetlerinde yer alması endişeyi daha da çoğaltıyor. Böyle bir ortamda, Kürt ve Türk Milliyetçiliğinin, genç seçmenler üzerinde prim yapması kaçınılmaz oluyor. Bunun doğal sonucu olarak da, Barış ve Demokrasi Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin oyları yükseliş eğilimine giriyor. Bunu tespit eden AKP yönetimi, yandaş medyaya, Murat Karayılan ve Abdullah Öcalan gibi terörist başlarının beyanlarını ön plana çıkarmamalı talimatı veriyor.

     Ana Muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi oylarında gözle görünür bir şekilde yükseliş eğiliminde olması, önümüzdeki yerel seçimlerde AKP’nin işini oldukça zorlaştırıyor. CHP ve MHP seçmenlerinin, belediye başkanlığı seçiminde güçlü olan parti adayında kendiliğinden sandıkta birleşeceklerini düşünüyorum. Bu bakımdan, adaylar belirlenirken koşulların iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

     2014 Mart ayında yapılacak belediye seçimlerinin en önemli özelliklerinden birisi katılım oranının çok yüksek olacağının beklenilmesidir. Daha önceki seçimlerde yüzde seksen civarında olan katılım oranının yüzde doksanın üzerine çıkması sürpriz olarak görülmemelidir. Daha önceki seçimlerde rahat davranarak oy kullanmayan seçmenler, Taksim Gezi Parkı Direnişinden sonra heyecanlı bir şekilde sandığın önlerine konulmasını beklemektedirler. AKP’den kurtuluşun hesabını yapmaktadırlar.

     Suriye konusunda savaş çığlıkları atanların, bu işin, ABD’nin Irak’ı işgalinde bir milyondan fazla Müslüman’ı katletmesine benzemediğini anlamaları gerekiyor. Suriye ile sınır komşusu olmanın ötesinde, komşu illerde yaşayan Arap kökenli yurttaşlarımızla derin bağlılıklar var. Hükümetin, Esat’ı imha edeceğiz diye Suriye halkına zulme ortak olması tarihi bir hata olacaktır.