Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Liderler tarafından hazırlanan milletvekili aday listeleri, her dönem olduğu gibi başlangıçta eleştirilse de seçim süreci içinde eleştirilerin dozu azalarak parti taraftarlığı ağır basmaktadır. Sandık başında oyunu kullanan seçmen her ne kadar milletvekilini seçtiğini zannetse de, aslında seçtiği parti lideridir yani partinin genel başkanıdır.  Parti içinde demokrasiyi hayata geçiremeyenlerin, Türkiye’de çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi nasıl hayata geçirecekleri ayrı bir inceleme konusudur.  Sonuçta, milletvekili adaylarının genel merkez tarafından belirlenmesinin yasa ve tüzüğe uygun bir işlem olması nedeniyle söylenecek fazla bir söz kalmıyor. Bu durumdan şikayetçi olan partiler için en uygun yol, tüzüklerinden merkez yoklaması ile  aday belirleme yöntemini çıkarmaları ve ön seçimi zorunlu kılmaları olarak görülmektedir. Yoksa, daha çok uzun süre bu tartışmaları yaşarız.

     Partilerin Mersin milletvekili aday listelerini incelediğimizde en radikal değişimin Adalet ve Kalkınma Partisi’nde olduğunu görüyoruz. Mevcut milletvekillerinin tamamını liste dışı bırakan AKP yepyeni bir kadroyla seçimlere girmektedir. Bana göre milletvekillerinin liste dışında kalmasının en önemli nedeni Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimindeki başarısızlıklarıdır. Liste başındaki Devlet Bakanı Zafer Çağlayan iddialı bir isimdir. Yaptığı her işte başarılı olmuş birisidir. Seçimlerde lokomotif görevi üstlenecek bir yapıdadır. Dördüncü sıradan aday gösterilen Çiğdem Münevver Ökten’in Emine Erdoğan kontenjanından aday gösterildiği ifade edilmektedir. Temayül yoklamasında birinci sırada yer alan eski il başkanı Fatih Kısa’nın listede yer almaması örgüt kararına önem verilmediğini gösteriyor.

     Cumhuriyet Halk Partisi ise mevcut milletvekilleri ile yola devam kararı almıştır. Tüm Türkiye’de büyük bir değişim yaşanan CHP’de Mersin’in yapısının korunması, Genel Merkez’in  milletvekillerinin çalışmasından hoşnut olduğu anlamını taşımaktadır. Genel Merkez’in çalışmalarından memnun olduğu milletvekillerinden halkın ne kadar memnun olduğu 12 Haziran seçimlerinde görülecektir. Esas olan halkın milletvekillerine verdiği karnedir. Liste dışında kalan Ali Oksal ise, listenin Tarsus’tan iki adayı taşıyamayacak olması ve tercihin Vahap Seçer’den yana kullanılmasından doğmuştur. Birinci sıradan aday gösterilen Prof. Dr. Aytuğ Atıcı bana göre iyi bir tercihtir. Meslek odası başkanlığı yapan kişilerin milletvekilliğinde başarılı olma şansı daha yüksektir. Keşke, Dr. Hüseyin Çamak da seçilebilecek bir sıradan aday gösterilseydi. Her ne kadar Ali Rıza Öztürk’ün üçüncü sıradan dördüncü sıraya kaydırılması huzursuzluk yaratmış olsa da, Mersin CHP’de bundan sonra yapılması gereken, milletvekillerin kısır çekişmeleri bir tarafa bırakıp birlik ve bütünlük içinde kampanya dönemini yürütmeleridir. CHP’de lokomotif görevi Büyükşehir Belediye Başkanı’na düşmektedir. Büyükşehir Belediye Başkanı daha aktif, çalışkan, katılımcı ve halka dönük olmak zorundadır. Seçimdeki başarısızlığın faturasının Büyükşehir Belediye Başkanı ile İl Başkanı’na kesileceğini söylememe gerek yok.  CHP için Mersin’de başarının ölçüsü birinci parti olmasıdır.

     Milliyetçi Hareket Partisi ise mevcut yapıyı korumuştur. Tek değişiklik Dr. Ali Öz’ün ikinci sıradan aday gösterilmesidir. MHP, Tarsus, Toroslar, Erdemli, Silifke ve Anamur Belediye Başkanlarının başarılı çalışmalarını oya döndürmeye çaba harcayacaktır. MHP’nin Mersin’de güçlü bir tabanının olması avantaj sağlamaktadır. Barış ve Demokrasi Partisi’nin desteklediği bağımsız aday Ertuğrul Kürkçü’nün seçilme şansı  da oldukça yüksek görülmektedir.

     Türkiye geneli ile ilgili çok kısa bir değerlendirme yapacak olursak, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2007 seçimlerinde çıkardığı milletvekili sayısından daha az sayıda milletvekili çıkaracağı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut milletvekili sayısını önemli ölçüde arttıracağı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin mevcudu koruyacağı, bağımsız seçilecek milletvekili sayısının ise otuz, otuz beş civarında olacağını söyleyebiliriz.