Ahmet Akın – Yeminli Mali Müşavir
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 1318 sayılı kanunla değişik 10'uncu maddesinde veraset ve intikal vergisi beyannamesine ithal edilmesi gereken ticari sermayenin, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerde, ölüm tarihinden önceki takvim yılı bilançosuna (veya ölüm günü itibariyle çıkarılacak bilançoya) göre hesaplanacak öz sermaye, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerde ise murisin ölüm tarihindeki ticari varlığı olacağı, ayrıca tarh edilen vergilerin intikal eden malların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre bulunacak değerlerine göre ikmal edileceği hükmü yer almaktadır.
Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10'ncu maddesi hükmü uyarınca verginin matrahı, esas olarak intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'na göre bulunan değerleri olacaktır. Ancak, mükellefler madde de ayrı ayrı belirtilen ölçüleri kullanmak (hüküm bulunmaması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 297'nci maddesi hükmünden faydalanmak) suretiyle kendilerine intikal eden malları değerleyecekler ve beyannamelerinde göstereceklerdir. Bu beyan ilk tarhiyat için esas olacaktır.
İlk tarhiyatta öz sermaye kayden hesaplanır ve bunun üzerinden tarhiyat yapılır. Nihai tarhiyatta ise öz sermayeyi oluşturan kalemler Vergi Usul Kanunu'na göre değerlendirilir. Değerlemeler de ilgili takdir komisyonları tarafından yapılarak ticari öz sermaye ortaya çıkarılır. Veraset ve intikal vergisinde değerleme günü mirasın açıldığı gündür. Bu gün de ölüm tarihidir.
Mükelleflerin vergilendirilecek servete dahil ticari sermayeyi, ölüm tarihinden önce gelen takvim yılı bilançosuna veya ölüm tarihi itibariyle düzenlenen bilançoya göre hesaplayıp beyan etmeleri mümkün bulunmaktadır. İdarenin ise nihai tarhiyat için gerekli olan inceleme, değerleme ve takdir işlemlerini mutlak surette ölüm tarihi itibariyle yapması gerekir, inceleme, değerleme ve takdir işlemlerinde Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
Nihai tarhiyattaki rakamlar takdir sonucuna göre ilk tarhiyattan fazla veya eksik olabilir. Değerleme ve takdir sonucu çıkan müspet veya menfi fark öz sermayeye ilave veya tenzil edilir, Gerek anonim şirketler (hisse senedi basılmış olsun veya olmasın) gerekse limited şirketlerin ortağının vefatı halinde intikal eden şey ticari sermaye değil menkul kıymet olduğundan, şirket ortağının vefatı halinde intikal eden bu tür menkul kıymetlerin değeri, hisse senedi ve tahvillerin değerleme esaslarına göre değerlenecek ve buna göre tarhiyat yapılacaktır. Yukarıda da belirtildiği üzere hisse senedi ve tahviller borsa rayici ile borsada kayıtlı olmayan hisse senedi ve tahviller emsal bedelleri ile değerlenmesi gerektiğinden intikal eden hisselerin emsal bedelleriyle takdir komisyonlarınca takdiri gerekmektedir.
Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi, vefat eden kişinin son kanuni ikametgâhının bağlı bulunduğu yetkili Vergi Dairesine veriliyor. Kişinin nerede vefat ettiği, terekenin (gayrimenkul, menkul v.s malların) nerede bulunduğu ya da nüfus kütüğünün nerede olduğu beyannamenin verileceği yer açısından önem teşkil etmiyor.
Muris veya tasarrufu yapan şahıs Türkiye’de hiç ikamet etmemiş ya da son ikametgâhı tespit edilememiş ise beyanname verilecek yetkili vergi dairesi Gelir İdaresi Başkanlığınca tayin ediliyor. Ancak mükellef bununla ilgili dilekçesini evraklarıyla birlikte süreksiz vergi daireleri ya da Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Diğer Vergiler Müdürlüğü’ne verebiliyor.
ahmetakinmersin@gmail.com
www.ahmetakin.com.tr
Bu habere henüz yorum yapılmamış.